Bilindiği üzere 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan “örtülü kazanç” müessesesi 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesi ile “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” adı altında yeniden düzenlenmiş olup, 01.01.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Öte yandan 5615 sayılı Kanunla(1) Gelir Vergisi Kanunu’nun 41. maddesinde yapılan düzenlemelerle de ticari kazanç ve zirai kazanç sahibi gelir vergisi mükellefleri de transfer fiyatlandırması uygulamasına dâhil edilmiştir.
Transfer fiyatlandırması en basit ifadeyle, ilişkili kişiler arasında mal teslimleri ve hizmet ifaları başta olmak üzere yapılan tüm işlemler için tespit edilen ve uygulanan fiyattır. Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç (kısaca TF) uygulaması da bu ilişkili kişilerle yapılan işlemlerin emsallere uygunluk ilkesi uyarınca tespit edilmesi noktasında odaklanmaktadır. Uygulama vergi mükellefleri açısından beraberinde ciddi bir dokümantasyon yükümlülüğünü de ortaya çıkartmıştır.
1 Seri No.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Genel Tebliği’nde(2) ayrıntılı açıklandığı üzere bunlardan biri kurumlar vergisi beyannamesine ek olarak verilmesi zorunlu olan “Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin Form”, diğeri ise “Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu”dur. Tabi mükelleflerin yapacakları bunlarla sınırlı da değildir.
Transfer Fiyatlandırması, Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin Form’un düzenlenmesi bir yana bu makalede kanımızca ondan daha önemli, zahmetli ve detaylı bir çalışma gerektiren “Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu” hakkında görüşler ve gözlemler paylaşılacaktır. Ancak önce söz konusu rapor kimler tarafından, ne zamana kadar hazırlanmalı buna değinilecektir.
II- KİMLER TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORU HAZIRLAMAK ZORUNDA?
KVK’nın 13. maddesinde TF uygulamasının usulüne ilişkin Maliye Bakanlığı’na yetki verilmiş, ilgili Bakanlık da bu yetkisini 1 ve 2(3) Seri No.lu Transfer Fiyatlandırması Genel Tebliği ile kullanmıştır. Bu bağlamda kısaca söz konusu Tebliğ’e göre;
– Büyük Mükellefler Vergi Dairesi’ne kayıtlı mükellefler, takvim yılı içinde hem yurt içi hem yurt dışı ilişkili işlemleri ve 2008 yılından itibaren serbest bölgelerdeki şube ve ilişkili kişiler ve yurt dışı şubelerle olan işlemleri için rapor hazırlamak durumdadırlar.
– Serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumlar vergisi mükellefleri, 2008 yılından başlayarak ve devam eden yıllar içinde sadece yurt içi ilişkili işlemleri için rapor hazırlamak durumundadırlar.
– Diğer tüm kurumlar vergisi mükellefleri ise, hesap dönemleri içindeki yurt dışı ilişkili işlemleri için ve 2008 yılından itibaren serbest bölgelerdeki şube ve ilişkili kişiler ve yurt dışı şubelerle olan ilişkili işlemleri için rapor hazırlamak durumundadırlar.
– Gelir vergisi mükelleflerinin rapor hazırlama zorunluluğu bulunmamaktadır.
III- TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORU NE ZAMANA KADAR HAZIR EDİLMELİ?
Düzenlemelere göre TF raporu belli bir tarihte belli bir yere ibraz edilmek zorunda değildir. Diğer deyişle söz konusu raporu hazırlamak ve şu dönemde veya bu tarihte vergi dairesine vermek zorunlu bir ödev değildir. Peki o zaman yükümlülük nerede başlamaktadır?
TF raporu kanuni düzenlemelere göre belli tarihlere kadar hazırlanmalı ve ibraz edilmek üzere hazır bulundurulmalıdır. Diğer bir ifadeyle belli tarihler sonrası her an bir inceleme nedeniyle bu raporlar mükelleflerden talep edilebilir. Dolayısıyla bir talep anında hazır olmak ve panik yaşamamak adına raporları ciddiye almak ve hazır bulundurmak önem arz etmektedir.
İlgili Genel Tebliğ’e göre TF raporu, ilgili yılın kurumlar vergisinin verilme tarihine kadar hazır olmak durumundadır. Buna göre hesap dönemi takvim yılı olan ve 2008 yılı içinde TF raporu kapsamına giren işlemleri olan kurumlar vergisi mükelleflerinin 2008 yılı TF raporlarını 25 Nisan 2009 tarihine kadar hazır etmeleri gereklidir. 2009 yılı TF raporlarının da 25 Nisan 2010 tarihine kadar ibraz edilmek üzere hazırlanması gerekeceği unutulmamalıdır(4).
IV- TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORUNUN HAZIRLANAMAMASI DURUMUNDA NELERLE KARŞILAŞILABİLİR?
Şurası açık ki talep edilmediği sürece size “neden rapor hazırlamadınız” denilmeyeceği gibi, bu raporun hazır olmamasının bir sıkıntısı da yaşanmayacaktır. Ancak her an bu taleple karşılaşma ihtimali göz önüne alındığında zamanında düzenlenmemiş bir raporu oluşturmak sağlıklı verilere ulaşılması ve doğru bir rapor düzenlenmesi açısından daha zor ve problemli olabilir. Söz konusu rapor ansızın talep edildiğinde olası senaryolar şu şekilde gerçekleşebilir.
Vergi idaresi her zaman olduğu gibi 15 günlük bir süre vererek (VUK md. 14) bu raporu ibraz etmenizi isteyen bir tebligatı tarafınıza yollayacaktır. Bu tebliğ sonrası başlayan 15 günlük süre içinde eğer rapor hazır değilse panik yaşanması muhtemeldir. Üstelik konu uygulamada da yeni sayılabileceğinden bu panik daha da artacaktır. Üstünkörü hazırlanmış bir rapor sizi kurtaracak yerde daha da olumsuz olaylara götürebilir. Bu süre içinde hazırladığınız raporu ibraz etmeniz durumunda herhangi bir cezai işlem olmayacaktır. Ancak raporun inceleme elemanlarınca detaylı analiz edileceğini akıldan çıkarılmamalıdır.
En kötü senaryo ise TF raporunun hiç ibraz edilmemesi durumunda gerçekleşecektir. Birincisi VUK’un mükerrer 355. maddesi uyarınca (2009 yılı için 1.600 TL, 2010 yılı için 1.000 TL) özel usulsüzlük cezası kesilecektir(5). Ardından incelemeye sevk edilmek üzere işlemlere başlanacaktır ki bu da olası bir resen tarhiyat, vergi ziyası cezası ve gecikme zammı ile karşı karşıya kalmak demektir.
V- RAPORDA VURGULANMASI GEREKEN TEMEL HUSUSLAR
Ciddi bir dokümantasyon gerektiren TF raporu, ayrıntılı çalışmalar gerektirmekte ve zaman almaktadır. Zira TF raporu birçok verinin bir araya getirilmesi ve değerlendirilmeye tabi tutulmasıyla oluşabilmektedir. Diğer bir deyişle yeri geldiğinde bir iktisatçı gibi olayları değerlendirmek, yeri geldiğinde bir inceleme elemanının bakış açısına sahip olmak hatta bazen imalatçı gözüyle dahi durum değerlendirmesi yapmak gerekmektedir. Peki TF raporlarında temel olarak incelenmesi gereken bölüm ve mahiyet nasıl olacaktır(6)?
TF Raporu genel anlamda 4 bölümden ibarettir demek mümkündür. Diğer deyişle dört bölüm oluşturmak asgari bilgilerin verilmesi için zorunluluk arz etmektedir:
Birinci bölüm, adına TF raporu hazırlanan mükellefe ait genel bilgilerin bulunduğu bölümdür. Bu bölümde adına yıllık TF raporu hazırlanan mükellefin faaliyet alanı, gerçekleştirdiği işlevler, üstlendiği riskler, sahip olduğu varlıklar, ekonomik koşullar, pazar koşulları ve iş stratejileri başlıklarına yer verilmelidir. Anlaşılacağı üzere bu bölüm mükellef hakkında idarenin tam bir değerlendirme yapabilmesi için gerekli olan bilgilerdir ki özellikle emsal bedelin tespitinde pazar koşulları ve iş stratejileri önem kazanmaktadır. Kaldı ki mükellefler de buradaki bilgilerle değerlendirme yapacaklarını gözden kaçırmamalıdırlar.
İkinci bölümde ilişkili kişilerle ilgili bilgilere yer verilecektir. Mükellefle işlemler gerçekleştiren ilişkili kişilerin vergi kimlik numaraları, adresleri, telefon numaraları gibi iletişim bilgilerinin yanında faaliyet alanları, ekonomik koşulları, pazar koşulları, yasal düzenlemeleri, iş stratejileri, gerçekleştirdikleri işlevler, üstlendikleri riskler, sahip oldukları varlıklar hakkında ayrıntılı bilgilere bu bölümde yer verilmesi gerekmektedir. Söz konusu bilgilerden de anlaşılacağı üzere bazı bilgileri oluşturmak göründüğü kadar kolay olmayabilir. Örneğin ilişkili kişiler hakkındaki ekonomi ve pazar koşulları, iş stratejileri hemen her zaman el altında olan bilgilerden değildir. Çoğu zaman ilişkili kişilerin idarecileri ile görüşmeler yaparak bu verilerin oluşturulması gereklilik arz etmektedir.
Üçüncü bölümde ilişkili kişiler arasındaki işlemin ayrıntılarına ilişkin bilgilere yer verilecektir. İlişkili kişilerle yapılan işlemlerin amacı, işlemler sırasında ekonomik konjonktür, ilişkili kişiler arasındaki bütün işlemlere ve sözleşmelere ait ayrıntılı bilgiler bu bölümde yer alacaktır.
Dördüncü bölüm TF Raporunun odak noktasını oluşturmaktadır ve yapılan işlemlerin emsallerine uygunluğunun ortaya konulduğu bölümdür. Bu bölümde transfer fiyatlandırması analizlerine ilişkin bilgiler yer alacaktır. Yer alması gereken başlıklar arasında karşılaştırılabilirlik analizine ilişkin ayrıntılar, karşılaştırılabilir işlemlerin seçiminde kullanılan kıstaslar, karşılaştırılabilirliğin tespitinde düzeltim yapılmış ise buna ilişkin ayrıntılı bilgiler, kullanılan transfer fiyatlandırması yönteminin diğer yöntemlerle karşılaştırılarak bu yöntemin kullanılma gerekçeleri, kullanılan yöntemin en uygun yöntem olduğuna ilişkin bilgi, belge ve hesaplamalar, emsallere uygun fiyat/bedel veya kâr marjının saptanmasında kullanılan hesaplamalara ilişkin ayrıntılı bilgiler, emsal fiyat aralığı tespit edilmiş ise bu aralığa ilişkin hesaplamaları içeren ayrıntılı bilgiler sayılabilir. Görüleceği üzere bu bölümde yapılan işlemlerin emsallerine uygun olduğu tüm yönleriyle ispatlanmaya çalışılmakta, düzeltme yapıldıysa gerekçeleri ortaya konulmaktadır.
Son olarak TF raporu sonuç bölümü ile yapılan işlemler kısaca özetlenmeli ve yapılan işlemleri toparlayan açık ve sade bir anlatımla çalışma tamamlanmalıdır. Raporun kendi içinde tutarlı olmasına dikkat ve özen gösterilmelidir.
Uygulamada tereddüt yaratan konulardan biri de borçlanmaların durumudur. TF raporlarında ister dövize dayalı olsun ister TL cinsinden olsun borçlanmalar karşılığı varsa faiz hesaplamaları TF raporuna konu edilecektir. Faizin emsale uygun olup olmadığı raporda ifade edilmek durumundadır. Bu borç alan ve borç veren açısından bu husus önem taşımaktadır. Faiz ödemesi yoksa borç alan açısından transfer fiyatlandırması raporuna konu edilecek bir işlem yoktur. Ancak yurt içi ilişkili işlemlerde borcu veren açısından hukuki durumuna göre sorun olabilir.
VI- SONUÇ
Uygulamada transfer fiyatlandırması raporlarının idare tarafından mükelleflerden talep edilmeye başlandığı görülmektedir. Bu nedenle mükelleflerin TF raporlarını hazırlamaları ve ibraz edilmek üzere hazır bulundurmalarında fayda vardır. En azından taslak raporların elinizin altında hazır olması dahi olası bir talepte daha az sıkıntı yaşanmasına neden olacaktır. Netice itibariyle:
– Büyük Mükellefler Vergi Dairesine kayıtlı iseniz, hem yurt içi hem yurt dışı ilişkili işlemler ve serbest bölgedeki şubelerle ilişkili işlemler için;
– Serbest bölgede faaliyet gösteren bir şirketseniz, yurtiçi ilişkili işlemler için;
– Bunların dışında kurumlar vergisi mükelleflerinden biriyseniz yurt dışı ilişkili işlemler, serbest bölgedeki şubelerle ilişkili işlemler ve serbest bölgedeki ilişkili kişilerle gerçekleşen işlemler için;
2008 ve 2009 vergilendirme dönemlerine ilişkin TF raporunun hazır bulunması gerektiği unutulmamalıdır.
Ayrıca Büyük Mükellefler Vergi Dairesine bağlı olanlar dışındaki tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt içindeki ilişkili kişilerle yaptıkları iş ve işlemleri ile ilgili olarak Rapor hazırlama yükümlülüğü bulunmamakla birlikte, bu işlemlerle ilgili bir inceleme yapılması halinde ibraz yükümlülüğü söz konusu olabilecek belgeler listesi, 2007/12888 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nde belirlenmiştir. Bu listede istenen belgeler hemen oluşturulabilecek belgeler olmadığından, mükelleflerin bu kapsamdaki belgelerini de her yıl itibariyle ihtiyaten hazır etmelerinde ve saklamalarında fayda vardır.
Transfer fiyatlandırması uygulamasını firma bünyesinde çalışan meslek mensuplarının, firma sahipleri ile istişare içinde muhasebe departmanındaki elemanları da bir araya getirerek ekip halinde çalışma yapmalarında fayda bulunmaktadır. Zira transfer fiyatlandırması uygulaması ekip olarak çalışılması gereken çok yönlü ve bünyesinde türlü işlemler barındıran bir çalışma gerektirmektedir.
Aynı şekilde kendi bürosunda faaliyette bulunan meslek mensuplarının ise mükelleflerle en kısa sürede bilgilendirici çalışmalar yapmaları, varsa muhasebe departmanlarındaki elemanlarla ve sorumlularla beraber ve firma sahipleri ile istişare içinde hazırlık yapmaları ve mükelleflerini yönlendirmeleri yerinde olacaktır.
Uygulamaya ilişkin görünen ve bilinen noktalar bilinmeyen ve görünmeyenlerin yanında çok azdır. Diğer deyişle bu konuda ileride yapılacak incelemelerde mükellefleri ne derece tehlikeli durumların beklediğini kestirmek kolay değildir. Dolayısıyla bu konuda en az tahribat ile tehlikeyi atlatabilmek için en iyi şekilde hazırlık yapmak gerekmektedir.
(1) 04.04.2007 tarih ve 26483 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) 18.11.2007 tarih ve 26704 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(3) 22.04.2008 tarih ve 26855 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(4) Söz konusu tarihlerin tatil günlerine denk gelmesi ihtimali dikkate alınmamıştır.
(5) İlk ibraz talebinin yerine getirilmemesi durumunda, ikinci bir tebligat yapılacak, rapor yeniden istenecektir. Bu durumda da ibraz edilmezse özel usulsüzlük cezası bir kat artırılarak uygulanacaktır (VUK mük. md. 355/3). Diğer yandan ilk tebligatta ek süre talep edilip, verilen süre içinde rapor teslim edilirse özel usulsüzlük cezası uygulanması söz konusu değildir.
(6) Burada konu ana detayları ile ele alınmaktadır. Raporların hazırlanması sırasında mükellefler de görecektir ki söz konusu çalışmalar yeri geldiğinde çok ince detaylara kadar gitmeyi gerektirmekte, ekonomik analizlerle beraber ayrıca emsallere uygunluk aşamasında gerek kurum içlerinde gerekse kurum dışında ayrıntılı bilgi ve analiz ihtiyacı gerektirmektedir. Dolayısıyla raporu sadece bu yazıdaki ana başlıklarıyla algılamamak doğru olacaktır. Raporun içeriğinin detayları bağımsız ayrı bir çalışmayı gerektirecek yapıya sahiptir.