Barter İşlemlerinin Türk Vergi Hukuku Karşısındaki Durumu

Özgür BİYAN – Vergi Sorunları, Sayı:253, Ekim:2009

 

– GİRİŞ

Ticari hayat içerisinde alternatif finansman şekilleri, satış artırıcı çabalar gün geçtikçe çeşitlenmektedir. Günümüzde ticari aktörler yeni alternatif finansman teknikleri ile pazardaki  rekabet şartlarını zorlamakta ve rakiplerine fark atma çabası içindedirler. Son yıllarda gidere kullanımı artan bu alternatif finanman şekillerinden biri de “barter” uygulamasıdır.
Takas felsefesine dayanan ancak belirli kurallara tabi olarak yürütülen barter sistemi, günümüz kriz ortamında özellikle küçük ve orta ölçekli firmalar açısından ciddi bir çıkış yolu olarak göze çarpmaktadır. Barter sisteminden sayıları giderek artan barter şirketleri aracılığı ile yararlanmak mümkündür. 1990’lı yılların ikinci yarısından sonra Türkiye uygulamasında yer bulan barter sisteminde gerçekleşen işlemlerin vergi kanunları karşısındaki durumu bu çalışmanın konusunu teşkil etmektedir.
I. BARTER KAVRAMI VE BARTER SİSTEMİNİN GENEL İŞLEYİŞİ
Barter; iki ya da daha çok firma arasında, satın alınan mal ve hizmet bedelinin nakit kullanılmaksızın, firmaların kendi ürettiği mal ve hizmetle değiştirilmesine olanak tanıyan, belirli türleri olan(1) bir finansman ve ticaret şeklidir(2). Alternatif bir finansman modeli ve bir stok satış yöntemi olan barter, bir firmanın satın aldığı mal ve hizmetin bedelini, kendi ürettiği mal ve hizmetle ödemesi olarak tanımlanabilir(3). Barter her ne kadar en basit ifadeyle “takas” olarak adlandırılsa da “takas”tan daha geniş bir içeriğe sahiptir(4). Barter, alıcı ve satıcının mevcut ekonomik şartlarda en iyi koşullarda pazar bulup, alışverişlerini bu pazarda yapmalarını sağlayan, belirli niteliklere sahip kişi ya da kurumların üye olabildiği ya da sistemden yararlanabildiği bir alış-veriş kulübü(5) olarak nitelenebilir(6).
Barter sisteminde üç taraf bulunmaktadır. Bunlar, ürettiği ve/veya satın aldığı ürünü satmak isteyen “satıcı firma”; satın aldığı ürünün bedelini kendi üretmiş olduğu mal veya hizmeti satmak suretiyle ödemek isteyen “alıcı firma” ve bu satıcı ve alıcı firmaların ortak pazarda buluşmasını temin ederek kayıtları tutan ve taraflara sistem imkânlarını sunarak vekâlet sistemi ile firmaların elindeki imkânları en iyi şekilde kullanılmasını organize eden “barter şirketi”dir(7).
Barter şirketi sistemi işleten ticari kurumdur. Sistemin sağlıklı ve sürekli işleyişini sağlamakla yükümlüdür. Firmaların barter sistemi imkânlarından faydalanma biçim ve esaslarını tespit eder. Sistemle çalışan firmaların cari hesaplarını tutar; alıcı firmaların borçlarını ödemelerini sağlar; satıcı firmaların alacaklarını tahsil etmesine imkân verir. Üyelerin barter sisteminden etkin faydalanabilmeleri için, firmalar arasında bilgi akışını sağlayan bir işletim sistemi kullanır(8).
Barter’ın finansman şekli olarak tanımlanmasının nedeni, barter sisteminin herhangi bir kredi kuruluşundan kredi almaksızın ve nakit ihtiyacı duyulmaksızın mal veya hizmet alımına imkân tanımasıdır. Çünkü bu sistemde taraflar aldıkları mal veya hizmetin karşılığını kendi mal veya hizmetini satarak ödediklerinden nakit kullanmazlar. Ancak alınan mal ve hizmetin karşılığında genel olarak 9 aylık (bazı barter şirketlerinde 12 aylık) bir sürede mal veya hizmet satışı gerçekleşmezse, alınan mal veya hizmet bedeli döviz cinsinden nakden ödenir. Bu durumda sistem alıcıya 9 aylık (ya da 12 aylık) bir kredi açmış olacaktır. Ancak bu kredinin diğer finans kurumlarından alınan kredilerden maliyeti daha düşüktür. Çünkü normal kredilerde kur farkının yanında faiz ve komisyon mevcutken, barter sisteminde sadece 9 aylık (veya 12 aylık) sürede oluşan kur farkının dışında herhangi bir maliyet söz konusu değildir(9).
Bu sistemde barter organizasyonu bir havuz teşkil etmekte ve üyeler bu havuza borçlanarak mal veya hizmet almakta, borçlarını da kendi mal veya hizmetlerini sunarak ödemektedirler. Diğer deyişle firmalar birbirlerinden doğrudan alım yapmakta ancak sisteme borçlanmaktadırlar. Böylece mal veya hizmet satıcısının, alacağı garanti altına alınmakta, bilateral (çift taraflı) sistemde olduğu gibi arz eden taraf mal sattığı firmanın malını almak zorunda kalmadan ihtiyacı olan malı sistem içinden almak hürriyetine sahip olmaktadır. Bu sayede barter sistemi, üyelerin harcamalarını veya ihtiyaçlarını kendi mal veya hizmetlerini satarak finanse edebilmesini sağlar. Gerçekleşen barter alışverişlerindeki tüm sorumluluklar alıcı ve satıcıya aittir(10).
Firmaların üyelikleri barter organizatörünün iznine bağlıdır. Üyelik başvurusu onaylanan firma artık barter sistem üyesidir ve sistemle çalışma hakkı ve imkânına sahiptir. Firma ile barter şirketi arasında karşılıklı hak ve yükümlülüklerin tanımlandığı bir “üyelik sözleşmesi” imzalanmaktadır. Üye firma için bilgi bankasında dosya açılmakta, firma ile ilgili bilgiler bu dosyalara kaydedilmektedir. Ayrıca her üye firma için bir cari hesap açılmaktadır ve üye firmanın barter sistemi hareketleri bu cari hesapta takip edilmektedir(11).
Barter şirketi, üyeler arasındaki barter alışverişinin kolay bir şekilde gerçekleşmesi için, üyelerine başkasına devir edilmeyen bir “Barter Kartı” verir. Barter kartı sahibi, cari hesabındaki hesap bakiyesi ve barter organizatörünün belirlemiş olduğu kredi limiti ile sınırlı olarak ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Barter sisteminde para yerine barter çeki kullanılmakta, bu belgeler malın alıcısı tarafından satıcıya verilmektedir. Barter çekleri, üyelerin aralarında yaptığı barter alışverişlerinin ispatı ve hesaplanması için gerekli olan basılı evraktır. Bu evrak ayrıca mal veya hizmet alımlarında satıcıya ciro edilebilen bir kıymetli evrak olarak kullanılır(12). Alacağına karşılık olarak üye firmaya ciro edilir. Üye, barter çeklerini barter sistemi üyesi diğer firmaların ürünlerini satın almak için kullanır. Bu amaçla kullanılan çekler barter sistemi üyesi üçüncü şahsa ciro edilebilir veya üzerinde belirtilen ürün ve firma için kullanımı istenebilir. Nasıl kullanılacağına ilişkin bilgileri barter şirketi tespit eder(13). Çek alım-satımı ispatlamakta ve ticari işlemi ortaya koymaktadır. Alıcı bu belge ile satıcıya, satıcı da alıcıya borçlu duruma düşmemekte, barter firması üzerinden alacak ve borç ortaya çıkmaktadır. Söz konusu belge sadece keşideci üye ile lehdar üye arasında kullanılmaktadır(14).
Türkiye’de barter uygulamasının yasal bir çerçevesi yoktur. Yapılan işlemler mevcut olan “genel hükümlerle” yürütülmektedir. Diğer bir ifadeyle Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri dikkate alınmaktadır(15). Barter şirketlerinin üyelerle yaptığı üyelik sözleşmesi içeriği itibarı ile karma nitelikli bir sözleşmedir. Söz konusu sözleşme(16);
– Vekaleti içermesi dolayısıyla bir vekalet sözleşmesi,
– Barter sisteminden olan alacağın barter organizatörü şirket tarafından garanti edilmesi dolayısıyla bir kefalet sözleşmesi,
– Barter sistemi üyelerinin alacaklarını belli bir sürenin sonunda (9 veya 12 ay) sistemden mal veya hizmet olarak alamadıkları durumda, alacaklarını sisteme devrini öngören alacağın temliki sözleşmesi,
– Barter üyelerinin alacak ve borçlarının karşılıklı olarak birbirinden mahsubuna imkan vermesi dolayısı ile de bir cari hesap sözleşmesi,
niteliği taşımaktadır.
II. BARTER İŞLEMLERİNİN VERGİ KANUNLARI AÇISINDAN KONUMU
A. GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ AÇISINDAN

Öncelikle barter şirketi açısından konuya bakıldığında, barter şirketinin barter işlemlerinden elde ettiği gelirler esas itibarı ile barter komisyonu(17) ve üyelik aidatıdır(18). Barter şirketinin elde ettiği aidat, komisyon vb. hizmetlerin karşılığı gelirler GVK’nun 37. ve devamı maddeleri gereğince gelir ve kurumlar vergisi açısından ticari kazançtır.
Diğer yandan sisteme üye olan mükellefler açısından yapılan tüm faaliyetler ticari kazanç hükmünde olduğundan genel hükümlere göre vergilendirilecektir. Sistemdeki taraflardan satıcı mal satışı dolayısıyla elde ettiği gelirden, barter şirketi ise aldığı komisyon ve aidatlardan elde ettiği gelirlerden dolayı mükellefiyetleri bulunmaktadır.
Üyeler tarafından ödenen söz konusu barter komisyon ve aidatları ise GVK 40. maddesi hükmüne göre ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır(19).
B. KATMA DEĞER VERGİSİ AÇISINDAN
Bilindiği üzere ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV’nin konusunu teşkil etmektedir (KDVK.m.1). Barter işlemlerinde KDV iki aşamada oluşmaktadır. Bu aşamalar;
1. Barter üyelerinin barter organizasyonunda ihtiyaçlarına cevap veren bir ürünün mevcudiyeti dolayısıyla sistemden ürün veya hizmet temin etmeleri aşaması (mal teslimi ve/veya hizmet ifası),
2. Barter organizatörü firmanın herhangi bir barter ticaretinin gerçekleşmesini temin etmesi (hizmeti sunması) karşılığında alıcı ve satıcıdan komisyon talep etme aşamasıdır.
Barter ticaretinde üyeler, barter organizatörü şirkete malın mülkiyetini devretmemektedirler. Üyeler barter organizatörünün karşılıklı olarak mal veya hizmetin el değiştirmesi için oluşturduğu organizasyondan faydalanmak suretiyle, mal veya hizmetlerinin pazarlanması imkanına kavuşmaktadırlar. Barter ticaretinin gerçekleşmesi üzerine, işlemin alıcı ve satıcı tarafları istedikleri mal veya hizmeti elde etmekte, organizatör firma ise komisyona hak kazanmaktadır ve KDV açısından vergilendirilmesi gerekmektedir(20).
Barter şirketinin vermiş olduğu hizmetler karşılığı alınan komisyon geliri ile üyelik aidatları KDV’ne tabi olup barter şirketine ödenen KDV’ler indirim konusu yapılabilecektir. Barter sistemine üye firmaların kendi aralarında yaptıkları mal ve hizmet ticaretinde KDV, malın veya hizmetin teslim bedeli üzerinden hesaplanır. Bu işlemlerde mal ve hizmet ifası KDV açısından vergiyi doğuran olay olarak verginin konusuna girmektedir. Sisteme üye firmalar kendi aralarında yapmış oldukları mal ve hizmet faturalarında, faturayı VUK’nda yazılı süreler içerisinde düzenleyerek KDV hesaplayacaklardır(21).
Yurtdışında yerleşik barter şirketi ile işlem yapıldığında bu şirketin Türkiye’de işyeri ve/veya daimi temsilcisi genel hükümlere göre vergilendirilir. Şirketin Türkiye’de iş yeri ve/veya temsilcisi yoksa barter şirketinin hizmetinden Türkiye’de yararlanan gelir ve kurumlar vergisi mükellefi, yaptığı ödemeler üzerinden KDV Kanunu’nun 9. maddesi hükmü uyarınca sorumlu sıfatıyla KDV hesaplar ve 2 no’lu KDV beyannamesi ile beyan eder(22).
Barter sisteminde gerçekleşen mal alım satım işlemlerinde matrah trampa edilen mal ve hizmetlerin her birinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 27. ve Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddeleri ile hüküm altına alınan emsal bedel ücreti olacaktır.
Diğer yandan barter ticareti yolu ile mal satışı ve hizmet yararlanımı komisyoncular vasıtasıyla ve konsinyasyon suretiyle yapılan mal satışlarına benzemekle birlikte, bu tür satışlardan nitelik olarak farklılık arz etmektedir(23). Ayrıca barter sistemi genel kanıya göre takas (trampa) hükümlerine göre KDV açısından çözüme kavuşturulmaya çalışılıyorsa da kanımca barter sistemi Borçlar Kanunu kapsamında düzenlenmiş bulunan takas rejimi ile örtüşmemektedir(24).
C. DAMGA VERGİSİ AÇISINDAN
Barter işlemlerinde uygulamadan kaynaklanan ve bir kısmı sadece bu sektöre özgü adlar altında olmak üzere genel olarak şu belgeler düzenlenmektedir,
– Barter Genel Üyelik Sözleşmesi,
– Ek Sözleşme,
– Arz Listesi,
– Talep Listesi,
– Barter Çeki.
– Arz Bildirim Formu,
– Talep Bildirim Formu.
Bir barter sözleşmesinde daha önce de ifade edildiği üzere vekalet, kefalet, alacak temliki ve cari hesap hükümleri bulunmakta ve bu hükümler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma özelliğe sahiptirler. Öyle ki ancak üyenin barter işlemi ile mal satması veya satın alması halinde sözleşmenin sair hükümleri (barter komisyonu, üyenin alacağını sistemden mal olarak almaması halinde, alacağın barter sistemine temlik edilmesi) ve müteselsil kefalet şerhi işlerlik ve anlam kazanmaktadır. Dolayısıyla birbirine bağlı bir asıldan doğma birden fazla akdin aynı kağıtta toplandığı barter sözleşmeleri, DVK’nun 6/2.madde hükmü uyarınca en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden (azami barter hacmi üzerinden) damga vergisine tabi tutulacaktır(25).
Buna göre DVK’na bağlı (1) sayılı tablonun “I. Akitlerle ilgili kağıtlar” bölümünün A/1 bendi (mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler) uyarınca (binde 7,5) oranında damga vergisine tabi tutulacaktır.
Uygulamada zaman zaman barter sözleşmelerine düşülen müteselsil kefalet şerhine ilaveten ya da barter sözleşmesinden bütünüyle bağımsız olarak ayrı bir kağıt ile kefalet sözleşmesi düzenlendiği görülmektedir. Barter sözleşmesinden ayrı olarak düzenlenen bu tür kefalet sözleşmeleri DVK’na bağlı (1) sayılı tablonun I/A.3. bendi uyarınca binde 7,5 oranında damga vergisine tabidir(26). Mahiyeti tayin edilmek istenen kağıt üzerinden başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınacaktır (DVK. Md.4).
Barter firmalarınca düzenlenen arz veya talep bildirim formu ile barter çeki vb. belgeler ise DVK Ekli (1) sayılı tabloda yer almayan kağıtlar olması nedeniyle damga vergisine tabi değildirler(27).
D. GÜMRÜK VERGİSİ AÇISINDAN
Barter ile ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte uluslararası ticarette de barter sistemi tercih edilmeye başlanmıştır. Dolayısıyla yabancı ülkelerde faaliyette bulunan firmalardan barter sistemi ile teslim konusu malın T.C. gümrük hattından geçerek alınması halında gümrük vergisi, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihte yürürlükte olan gümrük tarifesine göre hesaplanarak ödenecektir(28).
Öte yandan barter sisteminin uygulamasında dış ticaret işlemlerinde bir takım problemler ortaya çıkabilmektedir. Bir dış ticaret işlemi ihracat, ithalat ve kambiyo hükümleri içerisinde yapılması gerektiğinden barter sisteminin uygulanışında gerçekleşen mekanizmanın dış ticaret mevzuatında özel olarak tanımlanması zorunludur(29).
E. VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN
Barter sisteminde işlemde bulunan tarafların VUK açısından konumu özellikle defter ve belge yükümlülüğü, şüpheli alacak ve değersiz alacak konusunda tereddütler uyandırmaktadır.
Barter sisteminde mal teslimi yapan veya hizmet ifasında bulunan bir mükellef VUK uyarınca düzenlemesi gereken belgeleri (fatura, sevk irsaliyesi vb.) tanzim etmek zorundadır. Ayrıca barter sisteminde yer alan mal ve hizmetin değeri VUK’nun değerleme hükümleri çerçevesinde belirlenir. Bu bedel VUK’nun 267. maddesinde belirtilen emsal bedelinden düşük olamayacaktır. Barter şirketlerinin de üyelerden aldıkları komisyon, aidat vs. tüm ödemeler için VUK’nda belirtilen belgeleri düzenleyecekleri tabiidir(30).
Öte yandan bilindiği üzere VUK’nun 323. maddesinde şüpheli alacak ayırabilmenin şartları belirlenmiştir. Düzenlemeye göre ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla dava veya icra safhasında bulunan alacaklar ile yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılır. Şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Barter sisteminde üyelerin sistemden alacakları barter şirketi tarafından garanti edilmektedir (kefalet hususu). Bu durumda herhangi bir üyeden tahsil edilemeyen bir alacak için barter firmasının şüpheli alacak karşılığı ayırması mümkün değildir. Zira bu alacaklar mahiyeti itibariyle barter firmasına ait değildir. Söz konusu alacaklar sistemden alacaklı olan üyelere aittir ve bu alacak barter firmasının ticari kazancının tespitinde daha önce gelir olarak da yazılmamıştır(31).
Ayrıca sistem üyelerinden herhangi birinin borcunu ödememesi halinde diğer üyeler arasında mal ve hizmet alışverişi yoluyla her üye alacağını tahsil etmektedir. Barter sistemi, barter firmasının sorumluluğu ve denetimindedir. Üyelik sözleşmesi gereğince sistemden olan alacaklar barter firmasının garantisindedir. Bu nedenle sisteme borçlu olan bir üyenin borcunu ödememesi, sistemden alacaklıları etkilememektedir. Borcunu ödemeyen üyenin borcu, barter firması tarafından sistemden alacaklıların tüm alacaklarını mal ve hizmet satın almak suretiyle tahsil etmeleri nedeniyle dolaylı olarak ödenmektedir. Barter firmaları üstlendikleri bu alacakları GVK’nun 40/3 maddesi hükmü gereğince gider yazabilirler(32). Ancak bunun için sisteme borçlu üye hakkında gerekli takibatların yapılması, dava ve icra yoluna gidilmesi ve buna rağmen bu alacağın tahsil edilememesi gerekmektedir(33).
Diğer yandan şüpheli alacak karşılığı ayrılamayan bu alacaklar değersiz alacak olarak da gider yazılamayacaktır(34). Çünkü şüpheli alacaklar için geçerli olan hususlar değersiz alacaklar için de geçerlidir. Barter sisteminde tahsil edilemeyen alacakların barter şirketine ait bir alacak olmaması ve şüpheli alacak karşılığı ayırma şartlarını sağlamadığı için değersiz alacak olarak da nitelendirilemeyecektir(35).
III. SONUÇ
Giderek yaygınlaşan alternatif finans tekniklerinden barter uygulamasında yapılan işlemlerin GVK, KVK, KDVK ve DVK açısından verginin konusuna girdiği açıktır.
VUK açısından ise özellikle şüpheli alacak karşılığı ayrılması hususu sistemin işleyişi açısından söz konusu değildir.
Diğer yandan barter uygulamasının KOBİ’ler açısından dikkate alınmasına fayda bulunmaktadır. Zira barter sistemi üyelerine ciddi avantajlar sağlamakta ve faizsiz, komisyonsuz kredilendirme niteliğinde finansman avantajı olanağı vermektedir.
Ayrıca giderek yaygınlaşan ve sözleşme serbestîsinden yararlanılarak genel hükümlere göre yürütülen barter sisteminin özel bir kanunu olması kanımca zorunluluk arz ettiği gibi, sistem aktörlerinin yetki, görev ve sorumluluklarının belirlenmesi açısından da gereklidir.

YARARLANILAN KAYNAKLAR:

Akar, İhsan – Belma Türkcan, “Barter Nedir? Barter İşlemlerinin Vergilendirilmesi ve Muhasebeleştirilmesi”, Vergici ve Muhasebeciyle Diyalog, Sayı:207.
Aslan, Sinan; “Barter İşlemleri ve Muhasebesi”, Vergi Sorunları, Sayı:192, Eylül 2004.
Arslan, Cem Barlas; “Barter Sistemi ve Sistemin Vergilendirilmesi”, Vergi Dünyası, Sayı:333, Mayıs 2009.
Arzova, Burak; “Barter İşlemleri ve Muhasebeleştirilmesi”, Mali Çözüm, Sayı:54, Ocak-Şubat-Mart 2001,s.1, bkz. http://archive.ismmmo.org.tr/docs/ malicozum/54MaliCozum/10%20-054%20S.%20BURAK%20ARZOVA.doc, (Erişim tarihi:08.07.2009).
Biyan, Özgür; “Vergi Hukukunda Takas”, E-Yaklaşım, Sayı:28, Kasım 2005.
Çımat Ali – Mehmet Avcı; “Türkiye’de Barter Sisteminin Hukuki Dayanağı ve Muhasebeleştirilmesi”, Mali Çözüm, Sayı:60, Temmuz, Ağustos, Eylül 2002.
Çöl, Hüseyin Cem; “İleri Tarihli Çeke İlişkin Sorunlar”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl:2004, Cilt:53, Sayı:1.
Demiral, Halit; “Barter Şirketlerinde Tahsil Edilemeyen Alacakların Gider Yazılması”, Vergi Dünyası, Sayı:228, Ağustos 2000.
Doğan, Zeki; “Yeni Bir Finansman Tekniği Olarak Barter ve Muhasebeleştirilmesi”, Muhasebe ve Denetime Bakış, Sayı:3, Yıl:1, Ocak 2001.
Erkan, Mehmet; “Yeni Bir Finansman Aracı: Barter”, Vergi Dünyası, Sayı:221, Ocak 2000.
Erkan, Mehmet; “Yeni Bir Finansman Aracı Olarak Barter’ın Vergi Hukuku Karşısındaki Durumu”, Vergi Dünyası, Sayı:225, Mayıs 2000.
Gökmen, Selahattin; “Barter Sistemi ve Türkiye Uygulaması”, Vergi Sorunları, Sayı:180, Eylül 2003.
Gökmen, Selahattin; “Barter Sistemi, Sistemin İşleyişi İle Bu Sistemde Kullanılan Barter Çeklerinin 6183 Sayılı Kanun Karşısındaki Durumu”, Vergi Sorunları, Sayı:201, Haziran 2005.
Gümüşay, Serdar; “Barter Sistemi ve Vergisel Boyutu”, E-Yaklaşım, Sayı:148, Nisan 2005.
Mutlu Burtay; “Krizden Çıkışta Barter-2”,http://www.danismend.com/konular /yeniekonomi/KRIZDEN%20CIKISTA%20BARTER-2.htm, (01.08.2009).
Öncel, Muallâ; “Türk Vergi Hukukunda Takas”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 35, Sayı: 1-4, 1978.
Özen, Necat; “Finansal Takas (Barter) Sistemi İle Yapılan Ticaretin Esasları ve Sistemin İşleyişi”, Vergici ve Muhasebeciyle Diyalog, Sayı:206.
Sürmen, Yusuf – Uğur Kaya; “Barter ve Muhasebe İşlemleri”, Vergi Dünyası, Sayı:239, Temmuz 2001.
Şenyüz, Doğan; Borçlar Hukuku, Ekin Kitabevi, Bursa, 2006.

DİPNOTLAR:

(1) Sinan Aslan, “Barter İşlemleri ve Muhasebesi”, Vergi Sorunları, Sayı:192, Eylül 2004, s.149. Ayrıca bkz. Ali Çımat – Mehmet Avcı, “Türkiye’de Barter Sisteminin Hukuki Dayanağı ve Muhasebeleştirilmesi”, Mali Çözüm, Sayı:60, Temmuz, Ağustos, Eylül 2002.
(2) Serdar Gümüşay, “Barter Sistemi ve Vergisel Boyutu”, E-Yaklaşım, Sayı:148, Nisan 2005, s.1.
(3) Mehmet Erkan, “Yeni Bir Finansman Aracı: Barter”, Vergi Dünyası, Sayı:221, Ocak 2000, s.92.
(4) Necat Özen, “Finansal Takas (Barter) Sistemi İle Yapılan Ticaretin Esasları ve Sistemin İşleyişi”, Vergici ve Muhasebeciyle Diyalog, Sayı:206.
(5) Burak Arzova, “Barter İşlemleri ve Muhasebeleştirilmesi”, Mali Çözüm, Sayı:54, Ocak-Şubat-Mart 2001,s.1, http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/54MaliCozum/10%20-%2054%20S.%20BURAK%20ARZOVA. doc , (Erişim tarihi:08.07.2009).
(6) Barter sisteminin yaygın olarak kullanıldığı sektörler için bkz. Zeki Doğan, “Yeni Bir Finansman Tekniği Olarak Barter ve Muhasebeleştirilmesi”, Muhasebe ve Denetime Bakış, Sayı:3, Yıl:1, Ocak 2001, s.43; Selahattin Gökmen, “Barter Sistemi ve Türkiye Uygulaması”, Vergi Sorunları, Sayı:180, Eylül 2003, s.31. Amerika, Avrupa ve Japonya’da barter uygulamaları hakkında daha fazla bilgi için bkz. Erkan, Yeni Bir Finansman Aracı: Barter, s.94 vd.
(7) Özen, a.g.m.
(8) Erkan, Yeni Bir Finansman Aracı: Barter, s.96.
(9) Yusuf Sürmen – Uğur Kaya, “Barter ve Muhasebe İşlemleri”, Vergi Dünyası, Sayı:239, Temmuz 2001, s.131.
(10) Erkan, Yeni Bir Finansman Aracı: Barter, s.95.
(11) Doğan, s.43; Arzova, s.7.
(12) Sürmen – Kaya, s.131.
(13) Barter çeki hakkında bilgi için bkz. Selahattin Gökmen, “Barter Sistemi, Sistemin İşleyişi İle Bu Sistemde Kullanılan Barter Çeklerinin 6183 Sayılı Kanun Karşısındaki Durumu”, Vergi Sorunları, Sayı:201, Haziran 2005, s.64.
(14) Cem Barlas Arslan, “Barter Sistemi ve Sistemin Vergilendirilmesi”, Vergi Dünyası, Sayı:333, Mayıs 2009, s.2, www.vergidunyasi.com.tr. Barter sisteminin “ileri tarihli çek uygulaması”na alternatif olarak kullanılabileceği hakkında ayrıntılı bir inceleme için bkz. Hüseyin Cem Çöl, “İleri Tarihli Çeke İlişkin Sorunlar”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl:2004, Cilt:53, Sayı:1, ss.195-220.
(15) Sinan, s.152.
(16) Gökmen, barter çeki, s.69; Erkan, Yeni Bir Finansman Aracı: Barter, s.100. Barter sisteminin faydaları ve yararları için bkz. Sürmen – Kaya, s.133; Gümüşay, s.2 vd.; Özen, a.g.m.; Doğan, s.43 vd; Gökmen, s.33-34; Aslan, s.151-152.
(17) Barter üyelerinin barter ticaretini gerçekleştirmeleri üzerine her barter işleminde alıcı satıcıdan %2-%5 oranında değişen komisyon gelirleri, barter hizmetinin bir bedelidir.
(18) Barter üyelerinin yıllık barter hizmetlerinden faydalanmalarının bedeli olarak alınan değişik tutarlardaki aidat bedelleri barter hizmetinin bedelidir.
(19) Barlas Arslan, s.3. Barter işlemlerinin muhasebeleştirilmesi ile ilgili olarak bkz. Sürmen – Kaya, s.135 vd.; Arzova, s.11 vd.; Gümüşay, s.3; Doğan, s.47 vd.; Aslan, 153 vd.
(20) Gümüşay, s.4.
(21) Gümüşay, s.3; Sürmen – Kaya, s.134; İhsan Akar – Belma Türkcan, “Barter Nedir? Barter İşlemlerinin Vergilendirilmesi ve Muhasebeleştirilmesi”, Vergici ve Muhasebeciyle Diyalog, Sayı:207.
(22) Aslan, s.153.
(23) Erkan, Yeni Bir Finansman Aracı Olarak Barter’ın Vergi Hukuku Karşısındaki Durumu, s.93.
(24) Borçlar Kanunu madde 118’e göre, “iki şahıs, karşılıklı bir miktar meblağı veya yekdiğerine mümasil (benzeş) başka malları birbirine borçlu oldukları takdirde her iki borç muaccel ise iki taraftan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir.” Kural olarak her iki alacakta hukuken “geçerli ve dava edilebilir nitelikte” olmalıdır. İşte bu koşulları taşıyan iki alacağın sahipleri, birbirlerine olan borçlarını sırasıyla ayrı ayrı ifa edeceklerine kısa yoldan giderek bir beyanla alacaklarını hesaben tahsil eder ve borç ilişkilerini böylece sona erdirmiş olurlar. Başka bir ifadeyle, birbirlerinden alacaklı aynı zamanda birbirlerine borçlu kişiler arasında gerçekleştirilen hesaplaşma biçimi olan takas müessesesi, birbirine aynı cinsten muaccel iki borcun bulunması durumunda tek taraflı irade beyanı ile gerçekleştirilen denkleştirme sonucunda az olanın sona ermesidir. Örneğin, (A), (B)’den, (B)’de (A)’dan karşılıklı olarak 5 bin YTL alacaklıdır. Bu şartlar altında önce (A), (B)’ye borcunu ödeyip sonra (B)’nin (A)’ya borcunu ödemesini beklemek anlamlı olmayacağından karşılıklı iki borç birbirini götürecek, borçlulardan birisinin talebi ile ödenecek borç kalmamış olacaktır. Borçlar birbirine denk olmazsa yani bir taraf daha yüksek miktarda borçlu ise takas beyanı ile beraber aradaki fark kadar borç azalmış olacaktır. Takas bu özelliği ile çift ifada bulunmayı engelleyen tek taraflı irade beyanı ile meseleyi çözmesi nedeniyle borcu ortadan kaldıran pratik bir yol olarak görülebilir. Takas müessesesinin genel işlerliği bu şekilde olmakla birlikte kanunen bazı şartların da oluşması gereklidir. Ayrıca takasta değiş-tokuş edilen malların aynı cinsten olması esastır. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. Doğan Şenyüz, Borçlar Hukuku, Ekin Kitabevi, Bursa, 2006; Muallâ Öncel, “Türk Vergi Hukukunda Takas”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 35, Sayı: 1-4, 1978; Özgür Biyan, “Vergi Hukukunda Takas”, E-Yaklaşım, Sayı:28, Kasım 2005.
(25) Mehmet Erkan, “Yeni Bir Finansman Aracı Olarak Barter’ın Vergi Hukuku Karşısındaki Durumu”, Vergi Dünyası, Sayı:225, s.100.
(26) 51 Seri No’lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği, 23.12.2008 tarihli ve 27089 sayılı Resmi Gazete.
(27) Gümüşay, s.5.
(28) Barlas Arslan, s.4.
(29) Burtay Mutlu, “Krizden Çıkışta Barter-2”, http://www.danismend.com/konular/yeniekonomi/KRIZDEN%20 CIKISTA %20BARTER-2.htm, (01.08.2009).
(30) Barlas Arslan, s.2; Aslan, s.153.
(31) Halit Demiral, “Barter Şirketlerinde Tahsil Edilemeyen Alacakların Gider Yazılması”, Vergi Dünyası, Sayı:228, Ağustos 2000, s.68.
(32) Arzova, s.9; Gümüşay, s.3.
(33) Demiral, s.69.
(34) Akar-Türkcan, a.g.m.
(35) Demiral, s.69.

İlginizi Çekebilir...

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.